Tarsus kenti, Berdan'ın denize döküldüğü yerde; Anadolu, Suriye ve Mezopotamya arasında uzanan kara ve deniz yollarının kavşağında, iklimi, konumu ve topografyasıyla her dönem stratejik önemini korumuş bir yerleşimdir.

Güçlü tarihî ve kültürel mirası, Tarsus'un günümüzde de uluslararası ölçekte tanınan bir kültür ve sanat merkezi olmasının temelini oluşturur.

Uluslararası Tarsus Festivali de işte bu birikimin çağdaş bir yansıması olarak 2022 yılında hayata geçirildi.

İlk festival, 4-5-6 Kasım 2022 tarihlerinde "Kleopatra" temasıyla düzenlendi. Kentin efsanevi geçmişinden ilham alan program, Kleopatra ve Marcus Antonius'un karşılaşmasının canlandırıldığı kortej yürüyüşüyle hafızalara kazındı. Uluslararası halk dansları, tarihi kostüm defileleri, Tarsus mutfağından lezzet sunumları, rehberli kent turları, sanat sergileri ve çocuk atölyeleriyle Tarsus, üç gün boyunca adeta açık hava sahnesine dönüştü.

İkinci festival, 17-18-19 Kasım 2023 tarihlerinde "Şahmeran" temasıyla gerçekleşti. Tarsus'un en bilinen efsanelerinden biri olan Şahmeran, açık hava sanat yerleştirmelerinden tiyatro gösterilerine, dans performanslarından görsel sahne tasarımlarına kadar pek çok etkinliğe ilham verdi. Geleneksel el sanatları pazarı, gastronomi şovları, yerel müzik topluluklarının konserleri ve temaya özel dekorasyonlarla kent, masalsı bir atmosfere büründü.

Üçüncü festival, 1-2-3 Kasım 2024 tarihlerinde yapıldı. Festivalde Tarsus'un tüm kültürel zenginliklerini kapsayan geniş bir program sunuldu. Açık hava konserleri, modern sanat sergileri, belgesel gösterimleri, söyleşiler, atölyeler, gastronomi caddesi ve çocuk atölyeleri, şehrin farklı noktalarına yayıldı. Festival alanlarının çeşitlendirilmesi sayesinde kent merkezinin yanı sıra müze, meydan ve parklarda da etkinlikler gerçekleştirildi.

2025 yılında festival 7-8-9 Kasım tarihlerinde, daha da zenginleşen bir içerikle Tarsuslular ve misafirleriyle buluşacaktır. Uluslararası dans ve müzik topluluklarının yanı sıra sanat sergileri, söyleşiler, atölyeler, çocuk etkinlikleri, yerel üretici stantları, tarihî mekânlarda sahne performansları ve yenilikçi gastronomi deneyimleriyle festival, kentin binlerce yıllık mirasını günümüz sanat anlayışıyla harmanlamayı sürdürecektir.

Bugün Uluslararası Tarsus Festivali, yalnızca bir etkinlikler bütünü değil; Tarsus'un binlerce yıllık tarihini, efsanelerini, mutfağını, sanatını ve misafirperverliğini dünyaya tanıtan güçlü bir kültürel diplomasi aracı olarak yoluna devam etmektedir. Her yıl büyüyen katılım ve ilgi, bu kadim kentin geçmişten geleceğe uzanan hikâyesinin en renkli sayfalarını festival aracılığıyla yazmaktadır.

Tarsus… Binlerce yıldır aynı topraklarda nefes alan, medeniyetlerin izlerini taşıyan, efsanelerle örülü bir şehir. Berdan Nehri'nin denize döküldüğü noktada, Anadolu, Suriye ve Mezopotamya arasında adeta bir kavşak. İklimi, konumu ve doğal yapısıyla her dönemde stratejik öneme sahip olan bu kadim kent, Neolitik Çağ'dan günümüze kesintisiz iskân edilen nadir yerleşimlerden biri.

Binlerce Yıllık Katmanların Şehri

Tarsus'un geçmişi Gözlükule Höyüğü'nde başlıyor. MÖ 7. binyılda küçük bir köy olarak başlayan yaşam, MÖ 3. binyılda kalın surlarla çevrili bir kente dönüşmüş. Höyük, ovadan 22 metre yükselen adeta tarih kütüphanesi gibi; her katmanı başka bir çağın hikâyesini anlatıyor.

Uygarlıkların Buluşma Noktası

Tarsus'un bilinen ilk sakinleri Luviler. Ardından Hitit, Asur, Pers, Büyük İskender, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi ve daha niceleri bu topraklara mühürlerini bırakmış. Roma döneminde ise Tarsus, Atina, Efes ve İskenderiye gibi şehirlerle yarışan bir sanat, kültür ve felsefe merkezi olmuş.

Efsanelerin Kenti

Tarihin Dokunduğu Mekânlar

Kubat Paşa Medresesi, Kırkkaşık Bedesteni, St. Paul Kilisesi, Donuktaş, Antik Roma Yolu… Her biri tarihin farklı bir sayfasını açıyor.

Doğanın ve Kültürün Buluştuğu Şehir

Sadece tarihiyle değil, bereketli toprakları, narenciye bahçeleri ve denize uzanan güzelliğiyle de büyüleyici. Tarsus'a adım atan, hem geçmişe hem bugüne dokunur.

Bir Festivalden Daha Fazlası

Burada düzenlenen Uluslararası Tarsus Festivali, sadece bir etkinlik değil; binlerce yıllık bir hikâyeye, medeniyetlerin dansına tanıklık etmek demek.

Tarsus'un sokaklarında yürürken, adımlarınız geçmişle gelecek arasında bir köprü kurar.

Uluslararası Tarsus Festivali, binlerce yıllık birikimiyle tarihin, kültürün ve medeniyetlerin kesişme noktası olan Tarsus'un, sahip olduğu kültürel mirası, sanat potansiyelini ve doğal zenginliklerini ulusal ve uluslararası ölçekte görünür kılmayı hedeflemektedir.

Festival; kentin kadim geçmişinden beslenen değerlerini günümüz sanat anlayışıyla harmanlayarak, yerel halk ile dünyanın ve Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen sanatçıları, akademisyenleri ve ziyaretçileri bir araya getirmektedir.

Etkinlik programı, Tarsus'un kültürel kimliğini güçlendirmeye, turizm potansiyelini artırmaya, sanatın farklı disiplinlerini kent sakinleriyle buluşturmaya odaklanmaktadır.

Yerel üretimin ve gastronominin öne çıkarılması, tarihi mirasın korunarak geleceğe aktarılması, kültürel çeşitliliğin görünür kılınması, gençlerin sanata erişim imkânlarının geliştirilmesi ve uluslararası kültürel bağların güçlendirilmesi festivalin temel çalışma alanlarını oluşturmaktadır.

Uluslararası Tarsus Festivali, geçmişin derin izlerini bugünün yaratıcılığıyla bir araya getirirken, geleceğin vizyonunu da şekillendirir.

Her yıl zenginleşen içeriğiyle, Tarsus'u yalnızca bir festival kenti değil, aynı zamanda bölgesel bir kültür ve sanat merkezi olarak konumlandırmaktadır.

Kentin sokaklarını, meydanlarını ve tarihî mekânlarını sanatla donatan bu buluşma, Tarsus'un hikâyesini dünya kültür sahnesine taşımaya devam edecektir.